Archives
-
▼
2011
(80)
-
►
Ekim
(10)
- Biçimli Göğüsler için…
- Soğuk Havalarda Beslenme.
- Sıkı Kalçalar için 5 Dakikalık egzersiz…
- Evde Dudak nemlendirici yapın !
- Stresli Kadın kız çocuk doğuruyor !
- Değişime karşı Vücudunuzu takip edin !
- Bel çevresi Yağlanmalarının nedeni ?
- Botoks da Kötü Haber !
- Güzelleşmede Doğru adımlar…
- Soğutarak inceltme
-
►
Ekim
(10)
Karın içi yağlanmanın birçok hastalığın habercisi olduğu biliniyordu. Bu sorunlara bir yenisi daha eklendi.Chicago Üniversitesi'nden bir ekibin yaptığı araştırmaya göre karın içerisindeki yağlanma yumurtalık kanserinin yayılmasına neden oluyor.
Bu bölgedeki yağlar yumurtalıklarda oluşan kanser hücreleri için adeta benzin görevi görüyor ve kanser hücrelerinin büyümesini sağlıyor.
Nature Medicine Dergisi'nde yayınlanan araştırma sonuçlarında karın içine yağ enjekte edilen sağlıklı farelerin vücudunda kanser hücrelerinin 20 dakika gibi kısa bir sürede yayıldığı belirtiliyor.
Bilim adamları bu araştırmanın göğüs kanseri gibi kanserlerde tümörün vücudun diğer bölümlerinde gelişimi konusunda ışık tutabileceğini düşünüyor ve bu mekanizmanın sadece yumurtalık kanseriyle sınırlı kalmayabileceğini belirtiyorlar.
Yumurtalık kanseri kadınlar arasında en yaygın 4'üncü kanser türü olarak biliniyor.
İç çamaşırı tercihinizle ilgili erkeklerin fikrini merak ediyor musunuz?
İşte ünlü ilişki bloggerı Abraham Lloyd’un bir erkeğin bayılacağı iç çamaşırını nasıl seçmemiz gerektiğine dair önerileri:
Diyor ki: Kıvrımları vurgulamak için bir parça renk ile siyah ve beyaz çamaşırlar çok seksi, zarif ve ruh halini destekler. Parlak ya da ten rengi ise kesinlikle değil! Ne giydiğinizi görmek ve vücut kıvrımlarınızı gözlerimizle takip edebilmek istiyoruz. Bunu engelleyen ayrıntılar kesinlikle kabul edilemez.
Diyoruz ki: Ten rengi olanlara karşı biraz şüpheci davranıyoruz, şüphesiz yaklaştığımız tek renk ise siyah çok çaba harcamadan ve her zaman şık, seksi.
Diyor ki: Vücuda tam uyum sağlamalı, beden ölçüleri zorlanmamalı. Giydiğiniz şeyin içinde kendinizi iyi hissetmeniz çok önemli. Ve bunu sürekli çekiştirilen askılar, düzeltmek zorunda kaldığınız bir külot ya da kaşındıran bir iç parça ile yapamazsınız. Ve emin olun çekiştirme, düzeltme ve kaşınmalarınızı her zaman fark ederiz.
Diyoruz ki: Kimi moda trendleri gibi (merhaba skinny jean’ler, sizden bahsediyoruz) her iç çamaşırı herkesin vücuduna uygun düşmeyebilir. Ve evet bir şey rahatsız görünüyorsa muhtemelen rahatsız hissettiriyordur da!
Diyor ki: Basit tutun. Ya da bilinçli bir karmaşa yaratın. Üzerinizden çıkarmayı beceremediğimiz iç çamaşırlarıyla uğraşmak en az ‘şunu nasıl çıkaracağız’ diye sormak kadar bozabilir havayı. Genellikle kendimizi bu konuda eğitmiş olsak da eğer komplike bir takım tercih ettiyseniz belki de kendiniz çıkartmalısınız. Üstelik ön sevişme esnasında bir kadının kendi kendine soyunmasını izlemek muhteşem bir şey.
Diyoruz ki: Uğraştığı halde bir türlü açamadığı sutyen sadece onun havasını bozmayacaktır elbette. Korse sutyen kombinasyonunuzun içinden çıkmaya çalışırken beklemek ateşli bir ön sevişmenin yerini doldurmayacaktır. Yardım etmek yerinde olacaktır.
Diyor ki: Aksesuarları unutmayın. Mücevher ve ayakkabılar iç çamaşırına eşlik edecek en güzel aksesuarlar. İç çamaşırları içindeki bir kadından daha seksi olan tek şey iç çamaşırları içinde ve yüksek topuklular giyen bir kadın olacaktır. Üzerindeki her şeyi çıkardığında tek başına kalacak hoş bir kolye ise nefes kesen bir görüntü.
Diyoruz ki: Mücevherleri bizim kadar sevecekleri tek zaman bu olabilir, kesinlikle faydalanılması gereken bir ipucu.
Diyor ki: Vücut şeklinizi nasıl sunmanız gerektiğini ve hangi bölgeleri vurgulayacağınızı bilin. Sizi güzel, seksi ve kendine güvenli gösteren şey giyinmek ama diğer tarafta kendinize uymayacak tercihler yapmamalısınız. Erkeklerin her şeyi görsel değerlendirdiğini unutmayın: çok fazla alt metin okumaz, efor sarf etmez ya da gayret göstermeyiz. Sunulanın hoşumuza gitmesini tercih ederiz. Yani bizim için 2 şey önemli, giydiğiniz çamaşır ile seksi hissetmeniz, gözükmeniz ve bizi de bu görünüm ve sunumla heyecanlandırmanız.
Diyoruz ki: Her şey söylendiği ve yapıldığı zaman, tüm çamaşırlar yerde ve geriye kalan sadece özgüvenimiz olacak. O yüzden kendinizi iyi hissettirecek şeyler giyin, karşınızdaki adamı sarsın ve nefes kesin. Sonrası gelecek ve sizinle birlikte olduğu için kendisini şanslı hissedecektir.
Türk kadınları bedenine önem vermiyor
Psikiyatrist Uzman Dr. Şükran Telci, Türkiye'de bir kadının yatak odasının perdesine verdiği önemi kendi cinselliği ve bedenine vermediğini söyledi.
Türkiye’de her 10 kadından birinde vajinismus hastalığı bulunduğunu kaydeden Psikiyatrist Uzman Dr. Şükran Telci, bir kadının yatak odasının perdesine verdiği önem kadar kendi cinselliği ve bedenine önem vermediğini söyledi.
Her 10 kadından birinde görülen, vajinanın girişindeki kasların istem dışı kasılmasıyla cinsel birleşmenin acılı veya imkansız olarak algılanmasına neden olan vajinismus hastalığına ilişkin bilgi veren Psikiyatrist Uzman Dr. Şükran Telci, bu hastalığın Türk kadınında yaygın olan ve çiftler arasında boşanmalara kadar varan sorunlara yol açtığını söyledi. Türk kadınının ’ayıp- günah’ gibi ifadelerle cinselliğe uzak yetiştirilmesinin hastalığın en önemli nedenlerinden biri olduğunu belirten Uzman Dr. Telci, sosyo-ekonomik düzeyi gelişmiş kentlerde bu hastalığı bulunan eğitimli kadınların tedaviye gelmede daha dirençli davrandığını, birçok bölgede ise tedaviden çekinildiğini dile getirdi. Türk kadınının cinsellik ve kendi bedeninden daha ziyade yatak odasının perdesi, yatak örtüsü gibi olgulara önem verdiğini anlatan Uzman Dr. Şükran Telci, "Bir kadın yatak örtüsü, yatak odasının perdesini düşündüğü kadar cinselliğe önem verse, kendi vücudu ve vajinasını tanımasını öğrense, vajinismus daha az rastlanılır bir hastalık olacaktır" dedi.
Tek tedavisi cinsel terapi
Yanlış tedavilere prim verilmemesi gerektiği uyarısında da bulunan Uzman Dr. Telci, şöyle devam etti: "Vajinismusun tedavisinde cerrahi girişimlerin ve ilaç tedavisinin yeri yoktur. Sıcak- soğuk su banyoları, lokal anestezik jel uygulaması, alkol alımı, kas gevşetici, sakinleştirici ve depresyon ilaçlarının kullanımıyla ortadan kalkmadığı bilinmelidir. Zarla ilgisi olmadığından zarı ortadan kaldırmaya yönelik operasyonlar da vajinismusu düzeltmez. Vajinismusun bugün için bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tek tedavi yolu cinsel terapidir. Tedavi süreci genellikle 2- 3 ayda, 6- 8 tedavi oturumunda sonlandırılır. Cinsel terapiye verilen tepki mükemmeldir. Kanıtlar, bu durumun altındaki patolojinin vajinal girişi koruyan kasların koşullandırılmış bir reaksiyonu olduğunu göstermektedir."
Cinsellik kadında tabu
Türk kadınında cinselliğin, yaşama özgürlüğü erkeğin tekelindeymiş gibi yetiştirildiği için tabu haline geldiğini dile getiren Uzman Dr. Telci, şunları anlattı: "Cinsellik doğuştan kazanılan bir yetenek değildir. Cinsellik, seks bir sanattır. Kitap okuması, bedenini tanıması lazım. Kadınlarımız ilk gece ve doğum olaylarına karşın ’çok kan akacak, parçalanacak, çok acı çekiliyor’ gibi doğru olmayan söylemlerle olumsuz etkileniyor. Bunu kimden duyduğunu sorduğumuzda da direkt yaşayan birinden değil de ikinci, üçüncü kişilerin ifadeleri olduğunu görüyoruz. Cinselliğe bakışın tutucu olduğu toplumlarda yetişen, kaygı düzeyi yüksek, takıntılı ve mükemmeliyetçi, fobik ve herşeyden korkan yapısal özellikleri olan kadınlar risk grubunu oluşturuyor."
ERKEKLERDEKI XY KROMOZONLARINDAN Y NIN VE GIDEREK YOKOLAN GELISMEMIS BIR X OLDUGUNU -BILENLERDEN MISINIZ?
Bizim memlekette evli erkek karısından on yıl önce ölüyor..”
Ortalaması bu..
Lafı tersine çevirirsek “Kadın kısmı ortalama olarak kocalarından on yıl daha fazla yaşıyor..”
Batı’da böyle on yıllık fark yaratan, geniş aralıklı bir hayat ortalaması yok.. Bizde var.. Demek ki bizim kadınlar daha kıyıcı..
***
Laf beyliktir ama tekrarlamakta mahzur yok..
Kadının hayatı evlendiği gün başlar, erkeğinki de nikâh masasında biter..
Ondan sonrası besbelli “bitkisel hayat” gibi bir şey..
Nikâh defterine imza atıp da zamanı geriye doğru saydırmaya başladın mı bileceksin ki kurtuluşun olmayacak..
Kadın teknik olarak “başının etini yemekten” başlayıp, bütün vücut hücrelerinin birer birer hakkından gelecek.. Çareyi öte dünyaya firar etmekte bulacaksın..
“Yok daha neler.. Benim karım öyle değildir..” demeyin.. Başınıza geleceğin farkına bile varmazsınız..
Gerçi bazı belirtileri vardır ama erkek kısmısı nedense bunu hep hafife alır..
ERKEN TEŞHİS
Evli bir kadın, kocasını başkalarının yanında eleştirmeye başladı mı bilin ki süreç de işlemeye başlamıştır..
En hafifinden bir eleştiri “Bizimki çok yumuşak başlı.. Hakkını hiç aramaz..” türünden bir laf sokma mesela..
Başlangıçta dozlar hep küçüktür..
“Alışveriş yapmayı bilmez ki.. İlk gördüğünü alır..”
“Bir gün de çocuklarla o ilgilense..”
“Anasının ağzının içine bakar..”
Erkeğin bünyesi bu laf sokmalara bağışıklık kazandıkça kadının verdiği doz artar..
Evliliklerde “Senin için saçımı süpürge ettim..” lafına gelindiğinde bilin ki o lafın muhatabı olan erkek, erken gidicidir..
Evlilik ilişkisinde erkek de kavga eder.. O da ağzına geleni söyler.. Lakin erkeğin kavga anındaki saldırıları Kandil Dağları’na yapılan hava hücumları gibidir..
Arka arkaya beş on sorti, ondan sonra hız kesilir..
Kadının saldırısı ise düşük yoğunlukta ve süreklidir.. Şiddet içermeyen ama insanın içine koyan beş on cümleyi her gün erkeğin bünyesine verir..
Tahribat belli olmasa da her küçük saldırıda erkek binlerce vücut hücresi kaybeder..
Orta yaşlarda günlük hücre kaybı ortalama yüz eli bin ise kadının sistemli saldırıları sayesinde bu günde iki yüz elli bin ortalamaya çıkar..
Nüfus istatistiklerimize yansıyan “on yıllık hayat farkını” ortaya çıkaran da bu aşırı hücre kaybıdır..
***
Televizyonlardaki evlilik programlarını izleyin..
Elli, altmış yaş aralığındaki kadınların çoğu kocalarını öbür tarafa teslim edip gelmişler..
Aynı yaş aralığında olup da eş arayan erkeklerin çoğu boşandıkları için oradalar..
Hâlâ evlenmek için programdan programa gezinmeleri ise bir önceki nikâhlarında bünyelerine giren “evlilik virüsünün” etkisinden..
Erkeğin erken yolcu olmasına sebep olan bu virüsün diğer yan etkisi de erkeği sersemletmesi.. Veya mevcut sersemliğini ikiye katlaması..
Erkeğin zaman zaman kendini mutlu sanması DA bu sebeptendir.. Demek ki bu virüs kafa da yapıyor..
ŞARTIMIZ VAR..
Evlilikte tartışma kaçınılmazdır..
Erkek sersem gibi bu tartışmalara dalarsa, bünyesindeki hücre kaybı daha çok olur.. Burada haklı olup olmamak önemli değildir..
İşin doğrusu şudur:
Erkek hatalıysa, lafı gevelemeden bunu itiraf etmelidir.. kadın hatalıysa erkek susmalıdır..
Bunu söylemekten dilimde tüy bitti ama tekrarında fayda var..
Evlilik ilişkisinde kadın tavuk ise erkek solucan kapasitesindedir.. Tavukla tartışan solucan hep kaybeder.. İyisi mi susup, ömrü uzatmaya bakmalı..
Şimdiii.. Kadınla yaşamayı seçen erkek için hiç mi umut yok, diye soracaksınız..
Erkek kısmısının “gönüllü hayat koçu” olarak söyleyeyim, var.. Ama şarta bağlı..
O şartları da Çin’de yaşayan bir bilge kişi belirlemiş.. Çinli bilge kişi evlenmeye niyetlenen erkeğe beş önemli tavsiyede bulunuyor..
“Bulacağın kadın hem evde marifetli olsun hem de sana kendi işinde yardım edebilsin.. Aynı zamanda kendisi de zengin olsun..”
(Tövbe estağfurullah.. Sövdürecek beni..)
“Bulacağın kadın esprili, şakacı, gülmeyi ve güldürmeyi bilen biri olsun..”
(Konservatuarların çevresindeki kafelere dadan mı demek istiyor acaba?)
“Bulacağın kadın güvenilir olmalı ve yalan söylememeli..”
(İyi de evlenmeden önce nasıl test edeceksin?)
“Bulacağın kadın yatakta da iyi olmalı.. Bunu sevmeli..”
(Bu da bir çeşit piyango.. Geldik en önemli şarta..)
“Bulacağın bu dört kadın birbirini tanımamalı..”
(Oley be!)
Ne öğrendik şu anada kadar?
Biiir.. Ya doğru seçimler yapıp, seçtiğin kadınları yüz yüze getirmeyeceksin..
İkiii.. İmkânsızlıktan veya yeteneksizlikten tek seçenekte kalmışsan, tartışmayacaksın..
***
Erkeğin kadınla tartışma kapasitesi sınırlı olduğundan bu tür zorlamalar aşırı hücre kaybına sebep olur.. Kadında ise bu yetenek sınırsızdır..
Çünkü kadının kasnak (basen) dediğimiz nahiyesi erkeğinkinden daha yağlıdır.. Burada “Steatopoji” dedikleri kıç yağı bulunur..
Aynı yağ devenin hörgücünde de vardır.. Deve bu sayede on dokuz gün su içmeden çölde yürüyebilir..
Kadın da o yağ sayesinde çıkan bir kavgayı, hiç yorulmadan, o yağdan beslenerek günlerce sürdürebilir..
Anladınız mı şimdi?
Haaa! “Benim popom da fena değildir.. Kavgadan, tartışmadan kaçmam..” diyorsanız o başka..
Dötüne güvenen borazancıbaşı demişler..
Biçimli göğüsler için...
Şah Yaycı/ Şamdan Plus
Televizyonda kadın sporcuları izlerken göğüslerinin kaslı ve küçük olduğunu fark etmişsinizdir. Sürekli spor yapmak ve özellikle göğüs bölgesindeki kasları çalıştırmak göğsün büyük bölümü yağlardan oluştuğu için göğüsleri büyütmez, tersine küçültür. Özellikle yüzme gibi göğüs kaslarını genişleten egzersizler göğüsleri de toparlanmış gösterir. Ayrıca duruşumuzu düzelteceğimiz pilates gibi sporlar bedeni gerek ve göğüsler bir kum saati pozisyonu alacağından daha dik görünür. Biçimli göğüsler için önce duruşunuzu düzeltmelisiniz.
1)Duvarın önünde ayakta durun, avuç içlerinizi duvara koyarak kendinizi öne doğru bırakın. Duvarı hareket ettirmeye çalışır gibi10 saniye itin. 20 saniye dinlendikten sonra aynı hareketi tekrarlayın. 10tekrara kadar yapabilirsiniz.
2) Ayakta durun, dirseklerinizi hafif bükülü, ellerinizi belinize koyun. Dirseklerinizi arkanızda birbirine değdirmeye çalışır gibi yavaşça yaklaştırıp 10 saniye öyle kalın ve başlangıç pozisyonuna dönün. Hareketi yavaş yapın. Sekiz kez tekrarlayın. Bu göğüs kaslarınızı esnetecektir.
3) Avuç içlerinizi göğüs hizanızda birleştirin ve yavaşça başlayarak tüm gücünüzle itin üç saniye kalın ve yavaşça bırakın.8-10 kez tekrarlayın.
4) Fırsat buldukça yüzün. Yüzmek göğüs kasları için en güzel egzersizdir, stresten kurtulmak ve rahatlamak için de birebirdir fakat unutmayın, yüzmek suyun üzerinde kalıp bir noktadan bir noktaya ilerleyebilmek değildir. Stilleri öğrenin ve tekniğinizi geliştirin. Ancak o zaman bir fayda sağlayabilirsiniz.
5) Duruşunuza mutlaka önem vermelisiniz. Kambur duruş, göğüslerin olduğundan kötü görünmesine neden olur. Zaman buldukça ince bir kitabı başınızın üzerine koyup, düşürmeden taşımaya çalışın. Dik durun, göğüs dışarıda, karın içeride, kalçalar sıkı...
Soğuk havalar hastalıklarıda beraberinde getiriyor. Hastalıklardan korunmak için beslenmemize de dikkat etmeliyiz.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Akman, yaptığı açıklamada, vücudun doğal savunma sisteminin, hastalıklardan en iyi koruyan sistem olduğunu belirtti. Bu yüzden doğal savunma sistemine önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Akman, "Soğuk havalarda, sağlıklı beslenilmeli, ideal ağırlığımızı korumalı, haftada en az 3 kez 30-45 dakikalık yürüyüşler yapmalı ve gün içinde aktif olmaya çalışmalıyız" dedi.
Herhangi bir engeli olmayan insanların günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmesini tavsiye eden Akman, vücutta mikrop ve virüslere karşı savaşma özelliği yüksek aktif maddeler içeren ıspanak, karnabahar, lahana, brokoli, Brüksel lahanası, havuç ve turunçgillerin bol miktarda tüketilmesi gerektiğini belirtti.
PROTEİN, SARIMSAK VE SOĞAN
Akman, vücudun yapı taşı olması bakımından protein kaynakları ve günlük alınan protein miktarının da önemli olduğunu ifade ederek, "Bu nedenle başka bir sağlık sorunundan dolayı yasaklama veya sınırlama yoksa, yumurta, kırmızı et, tavuk, balık, peynir, süt, yoğurt tüketimimizi arttırmalıyız. Yoğun katkı maddesi içeren hazır besinleri çok sık tüketmemeliyiz. Bol sıvı, şekersiz bitki çayı ve en önemlisi de su tüketimimizi artırmalıyız. Günde yaklaşık 2,5-3 litre su tüketmeliyiz" diye konuştu.
Sarımsağın, antimikrobiyal özelliğinden dolayı bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve kanın akışkanlığını sağlayarak kolesterolü düşürdüğünü dile getiren Akman, yemeklere eklenen sarımsak miktarının arttırılmasının bağışıklık sistemini güçlendireceğini, soğanın da içerdiği allisin ve sülfür ile bağışıklık sistemini desteklediğini kaydetti.
MEYVE VE SEBZE TÜKETİMİ ARTTIRILMALI
Akman, soğuk havalarda sıvı tüketimi kadar meyve ve sebze tüketimine de ağırlık verilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: "Elma, içeriğindeki E ve C gibi antioksidan vitaminlerle bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücut direncini artırır. Armut, içerdiği çözünmeyen lif ise bağırsakların düzgün çalışmasını sağlar. Ayrıca C vitamini ve bakır içeriği yüksektir. Tıpkı elma gibi armut da antioksidan etkisiyle vücudu serbest radikallere karşı korur. İyice yıkandıktan sonra kabukları ile tüketilmesi daha sağlıklıdır. Portakal ve mandalina gibi turunçgiller, içerdikleri zengin C vitaminiyle vücudun savunma mekanizmasını kuvvetlendirir. C vitamininin yanı sıra, potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi mineralleri de içerir."
Güne bir bardak taze sıkılmış meyve suyu ile başlamanın hastalıklara karşı vücut direncini arttıracağını ifade eden Akman, sabah kahvaltıda protein alınması, taze nane, maydanoz, marul gibi yeşil sebzelerin tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Gün içinde elma veya siyah çekirdekli üzüm yenilmesini de öneren Akman, soğuk havalarda tüketilen kuru incir, fındık veya cevizin de zinde tuttuğunu belirtti.
Et yerine haftada 2 kez ızgara balık tüketilmesi gerektiğine dikkati çeken Akman, yine et yerine haftada 2 kez kuru fasulye, kuru nohut veya barbunya gibi kuru baklagiller tüketilmesinin de gerekli besin ihtiyacını karşılayabileceğini sözlerine ekledi
5 dakikalık egzersizlerle daha sıkı kalçalar
Kalçalarımızın formunu kaybetmesinin pek çok nedeni var.
Vücudumuzun en büyük kas grubunu kalça kasları oluşturuyor. Ancak kalçalarımızın genişlemesinden tek başına sorumlu değiller!
Örneğin; bu bölgede yoğun miktarda yağ dokusu yer alıyor ve kan dolaşımı yeterli düzeyde sağlanamıyor. Tüm bu olumsuzluklara ek olarak, uzun süre hareket etmeden oturmamız da kalçalarımızın formunu kaybetmesine yol açıyor. Moralinizi bozmayın. Çünkü vücudumuzdaki pek çok kas bölgesinin aksine kalça kasları kolaylıkla çalıştırılabiliyor. 5 dakikalık egzersiz programımız, hızla sonuca ulaşmanızı sağlıyor. Programı nasıl uygulayacağınıza gelince; egzersizleri haftada üç kez, adım adım yapın ve önerilerimizi dikkate alın.
KALÇALARINIZI ÇALIŞTIRIN
1-Boynunuzu düz tutun
Yüzüstü yere uzanın, alnınızı zemine dayayın. Ayaklarınızın üstü de zemine bitişik olmalı. Her iki elinizi poponuzun üzerine yerleştirin. Önce popo kaslarınızı gerin. Ardından parmaklarınızla kaslarınızın nasıl çalıştığını kontrol edin. Bu pozisyonda 5 saniye kalın, gevşeyin. Egzersizi 10 kez tekrarlayın.
2-Kaslarınızı gerin
Yine yüzüstü yere uzanın, alnınızı zemine dayayın. Bu kez parmak uçlarınızı zemine yaslayın. Poponuzu yaklaşık 5 santim yukarı kaldırın. Bu pozisyonda 5'e kadar saydıktan sonra gevşeyin. Egzersizi 5 kez tekrar edin.
3-Ayaklarınızı yukarı uzatın
Yüzüstü yere uzanın. Ellerinizi alnınızda birleştirin. Bacaklarınızı dizinizden 90 derecelik açıyla kırın. Sol bacağınızı tavana doğru kaldırın. Bu sırada uyluğunuzun üst bölgesini zeminden yaklaşık 5 santim yukarı kaldırın. Egzersizi, her bacağınız için 10 kez tekrarlayın.
OTURUŞ POZİSYONU
1-Dirseklerinizi arkaya doğru gerin
Yere oturun. Bacaklarınızı, parmak uçlarınız tavana bakacak şekilde dizlerinizden kırın. Ellerinizi ensenizde birleştirin. Popo kaslarınızı 15 kez hızla gerin ve gevşetin. Kısa bir mola verin. Ardından egzersizi 20 kez tekrar edin.
2-Karnınızı gerin
Ellerinizi öne doğru uzatın. Bir bacağınızı yukarı kaldırın, yaklaşık 5 santim öne doğru itin, diğer bacağınızla hareketi destekleyin. Egzersizi 10 kez öne, 10 kez de arkaya doğru uygulayın.
3-Kambur durmayın
Yerde oturmaya devam edin. Kollarınızı yukarı kaldırın, bacaklarınızı da uzatın. Değişimli olarak poponuzun sağ ve sol tarafını gerin. Egzersizi 10 kez uygulayın.
KALDIRMA EGZERSİZİ
1-Vücudunuz düz bir çizgi oluşturmalı
Yere sırtüstü uzanın. Sol bacağınızı gerin, sağ bacağınızı da 90 derecelik açı oluşturacak şekilde dizinizden kırın. Poponuzu zeminden yaklaşık 10 santim yüksekliğinde kaldırın. Sol bacağınızı gergin halde sağ dizinizin yüksekliğine kadar kaldırın ve yeniden zemine indirin. Egzersizi her iki bacağınız için 10 kez tekrarlayın.
2-Kalçalarınızı yukarıda tutun
Yine yere sırtüstü uzanın. Sağ bacağınızı 90 derecelik açı oluşturacak şekilde bükün. Sol bacağınızı da dizinizden kırarak göğsünüze doğru yaklaştırın. Bacağınızı yeniden uzatın. Egzersizi her bacağınız için 10 kez uygulayın.
3-Parmaklarınızı vücudunuza yaklaştırın
Yerde sırtüstü uzanmaya devam edin. Yine sağ bacağınızı 90 derecelik açı oluşturacak şekilde dizinizden kırın. Sol bacağınızı gergin halde dışa doğru çevirin ve yeniden eski pozisyonuna getirin. Egzersizi her bacağınız için 10 kez tekrar edin.
Aktarlardan kolaylıkla bulabileceğiniz malzemelerle dudağınız için gerekli bakım kremini kolaylıkla hazırlayabilirsiniz.
Malzemeler :
1 çay kaşığı bal mumu
1 çay kaşığı kayısı yağı
1 çay kaşığı kalendula (aynısefa) yağı
3 damla limon esansı yağı
Nasıl Yapıyoruz?
Balmumunu eritin. Kalendula ve kayısı yağını ekleyerek sürekli karıştırın. Karıştırmayı kesmeden ateşten alın. Soğumaya başlarken esans yağını da ilave edin. Küçük bir cam kavanoza ya da kaseye yaptığınız kremi soğumadan boşaltın.
Kreminizi soğuyunca kullanabilirsiniz. Farkı bir hafta içinde hissedeceksiniz.
Amerikalı ve İngiliz bilim adamları, stres altındaki kadınlarda yaşanan hormonal değişikliklerin bebeklerinin cinsiyetini etkilediğini iddia etti.
Oxford Üniversitesi’nde yapılan araştırmalarda hamile kalmadan haftalar ya da bazı durumlarda aylar önce iş, ev ve aşk hayatında sorunlar yaşayan kadınların çocuklarının cinsiyetinin çoğunlukla kız olduğu kaydedildi.
Stresin sebep olduğu kortizol oranının yüksek olduğu kadınlarda erkek çocuk doğurma oranının düşük olduğu belirtilirken incelemeye göre stres oranı yüksek 130 kadın 58 erkek ve 72 kız doğurdu.
Araştırmanın yapıldığı İngiltere’de bu oran 105 erkeğe 100 kız çocuğu.
Araştırmayı ABD’li meslektaşlarıyla yürüten Dr. Ceclila Pyper “Kortizolün cinsiyete nasıl etki ettiğini anlamak henüz mümkün değil” dedi.
SİGARA İÇEN KADINLAR BİR YIL ERKEN MENOPOZA GİRİYOR
Vatan'ın haberine göre; bilim adamları, sigara içen kadınların ortalamadan bir yıl erken menopoza girdiğini ortaya çıkardı.
ABD, Polonya, Türkiye ve İran’dan 6 bin kadının katıldığı araştırmada, sigara içmeyenlerin 46 ile 51 yaşları arasında menopoza girdiği bildirildi. Öte yandan sigara tiryakisi olan kadınların menopoz dönemine 43 ile 50 yaşları arasında girdiği belirtildi.
Erken menopoza giren kadınlarda daha çok kalp rahatsızlığı yaşandığını belirten Volodymyr Dvornyk “Erken menopoza giren kadınların Alzheimer, obezite ve kalp damar rahatsızlıklarına yakalanma oranı daha fazla. Yani sigara içen kadınların ortalama ömürleri kısalıyor” dedi.
Değişime karşı vücudunuzu takip edin!
Cosmopolitan
Vücudunuzdaki çeşitli belirtileri izleyerek yumurtlama günlerini tahmin debilirsiniz. Kadın hastalıkları, doğum ve tüp bebek uzmanı Op. Dr. Numan Bayazıt bu özel dönemle ilgili bilinmeyenleri kaleme aldı.
Hormonal problemler, tiroid ve böbrek üstü bezlerindeki bozukluklar, stres, aşırı kilo kaybı veya kilo artışı da yumurtlama düzensizliklerine yol açabilir. İlaç tedavisi ile yumurtlama sağlanabilir. Yumurtlama, kadınların ergenlikle birlikte hayatına giren bir döngü. Genelde düzenli olarak her ay, yumurtlama döngüsünün işareti olan adet dönemiyle birlikte yaşanır. Ancak gebelik isteği ya da gebelik istememe söz konusu olduğunda, düşünülmesi ve bilinmesi gereken yumurtlama tarihidir. Çünkü kadınlar yumurtlama gününü dikkate alarak gebelik şansını artırabiliyor ya da hamile kalmaktan korunabiliyorlar. Genel olarak yumurtlama gününün takibi, bilimsel olarak doğum kontrol yöntemi sayılmakla birlikte, çoğu kadının uyguladığı takvim yöntemi olarak biliniyor. Kadınlar yumurtlama günlerini doğru tahmin ederek riskli günlerde ilişkiye girmezler. Ancak bu çok etkili bir korunma yöntemi değildir. Çünkü yumurtlama düzeni bazı aylarda farklılık gösterebilir. Birçok kadın yumurtlama günlerinden çok uzakta olduğunu sandığı günlerde istenmeyen gebelikler yaşayabiliyor.
Yumurtlama Gününüzü Hesaplayın
Yumurtlama, beklenen adet gününden on dört gün önce oluşur. Gebe kalma olasılığı yumurtlamadan önceki birkaç gün içinde girilen ilişkilerde en yüksek düzeydedir. Yani bir tahmin yapabilmek için adet dönemlerinin düzenli olması, takip eden adetin ne zaman başlayacağının bilinmesi şarttır. Ancak adetleri düzenli kadınlarda bile bazı aylarda daha erken veya geç yumurtlamalar olabiliyor. Bu sebeple takvim yöntemi ile korunma çabası içinde olan kadınlar, hayal kırıklılığına uğrayabileceklerinden, modern doğum kontrol yöntemlerini kullanmaları kesinlikle öneriliyor. Yumurtlama ihtimalinin yüksek olduğu günleri belirlemek amacıyla kullanılan birçok yöntem var. Bu yöntemlerden yaygın olarak kullanılanları; vücut ısısı takibi, rahim ağzı salgısı testi, rahim ağzı yumuşama testi, luteinize edici hormon (LH) yükselmesini tespit eden testlerdir.
Kadınlar Yumurtlamadan Hemen Önce Güzelleşiyor
Bu araştırma, Newcastle Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılmış. 48 kadının yumurtlama dönemlerinden hemen önce ve yaklaşık bir hafta sonra vesikalık fotoğrafları çekilmiş. Bu fotoğraflar, 260 kadın ve erkeğe gösterilmiş. Deneklere kadınların hangi fotoğraflarının daha çekici olduğu sorulmuş. Denekler, yumurtlamadan hemen önce çekilen fotoğraflardaki kadınları çok daha güzel bulmuşlar. Güzel bulmalarına neden olan etkenleri ise dudakların kalınlığı ve rengi, göz bebeğinin büyüklüğü ve cilt rengi olarak belirtmişler.
Yumurtlamayı Gösteren Testler
Yumurtlamayı gösteren testler eczanelerde hazır kitler halinde satılıyor. Her kitin içinde 5-7 adet çubuk bulunuyor. Bu çubuklara damlatılan kan ya da sürülen tükürük sayesinde luteinize edici hormonun yumurtlamadan hemen önce yüksek olduğu dönem belirlenebiliyor. Hızlı yükselmeden 24-36 saat sonra yumurta çatlıyor. Testte pozitif sonuç alınması ise yumurtlamanın bir sonraki gün olacağını gösteriyor.
Vücut Isısı Takibi Yöntemi Genel olarak kadınlarda bir adet dönemi ortalama 28 gündür. Düzenli olması kaydıyla yedi gün uzun veya kısa olması normal kabul edilir. Yumurtlama ortalama olarak beklenen adet döneminden 14 gün önce görülür. Eğer adet dönemi daha uzun veya kısaysa yumurtlama gününün hesabı değişecektir. Örnek olarak; adet görme periyodu 33 gün (Yani gecikme varsa: 33-14=19) 19. gün, adet görme periyodu 25 günde bir ise (25-14=11) 11. gün yumurtlama olması beklenir. Kadınlarda vücut ısısının takip edilmesiyle de, yumurtlamanın olup olmadığı ve yumurtlama günü tahmin edilebilir. Adet dönemi ve yumurtlaması düzenli olan bir kadında 28 günlük bir adet döneminin ilk 14 gününde vücut ısısı, 36-37 derecedir. Yumurtlama zamanından kısa bir süre sonra bu ısı 37 derecenin üstüne çıkar.
Vücut ısısı yükseldiği anda, gebelik için genellikle zaman geçmiştir. Vücut ısısı takibiyle adet döneminin 15. günü yumurtlama olduğu tespit edilmişse ve hamilelik isteniyorsa bir sonraki adet döneminde adetin 14. günü en ideal ilişki zamanıdır. Bu zaman gebelik isteyenlerce değerlendirilmeli ya da istemeyenler için ise uzak durulmalı. Yumurtlamanın ardından, “luteal faz” denilen adet döneminin ikinci yarısı başlar. Bu dönemde hormonların etkisiyle vücut ısısı 37 derecenin üstünde kalır. Beklenen adetin ilk gününden itibaren vücut ısısı düşer. Yumurtlamayı izlemenin en iyi yollarından biri de bu salgıdaki değişiklikleri gözlemlemektir. Adet döneminin başında bu salgı kalın ve mattır. Yumurtlama gününden 1-2 gün önce berrak, kaygan ve elastik durumdadır. Yumurtlama sonrasında ise kaba ve hamur gibi yapışkan hale gelir. Adet döneminden hemen önce çok az salgı vardır ve rahim ağzı neredeyse kuru durumdadır.
Bel çevresindeki yağlanmanın nedenleri
Şamdan plus/Banu Kazaç
Hareketsiz yaşam, yanlış ve ilinçsiz beslenme metabolizmayı yavaşlatır.Yavaş metabolizma özellikle bel çevresinde yağ depolanmasına neden olur. Yiyecekleri sağlıklı pişirmemek, sebze-meyveyi ve posalı yiyecekleriyeteri kadar tüketmemek bu durumun başlıca nedenlerindendir.
Gıdaları dengesiz tüketmek, menopoz ve andropoz dönemleri, hareketsiz yaşam, uyku bozuklukları, ilerleyen yaş ve buna bağlı kas kitlesin deki kayıplar metaboliz mayı yavaşlatır. Yavaş metabolizma özellikle bel çevresinde yağ depolanmasına neden olur. Et, süt, yoğurt gibi doğal ürünlerde bulunan katı hayvansal yağlar, kilomuzu, kolesterol düzeylerimizi yükseltmekte, bu durum artan yaşımızla birlikte kalp damar sistemimizi olumsuz etkilemekte, ayrıca kansere yakalanma risklerini de artırmaktadır. Bunun dışında sağlıklı olduğu bilinen zeytinyağı ve ayçiçeçek yağları nın bile gereğindenden fazla kullanımı kilo alımını artırır.
Sebze ve meyve tüketimini artırın
Sebze ve meyve tüketimine gerektiği gibi önem vermiyoruz. Sağlıklı bireylerin günlük vitamin ve mineral ihtiyaçlarını karşılaması için 3-4 porsiyon meyve , 2-3 porsiyon da sebze tüketmesi gerekir. Ayrıca A, C, E vitaminleri ile yaşlanma etkilerini geciktiren ve kanser riskini azaltacak antioksidan yönünden zengin vitaminlerini içeren tarzda beslenmeliyiz.
Sigara ve alkol kullanımına dikkat
Sigara ile birlikte alınan alkol de sağlığımızı oldukça kötü etkiliyor.Hem yüksek kalori değeri ile kilo alımı ve özellikle bel çevresinde yağ birikimine neden oluyor, hem de içkinin beraberinde yine yüksek kalorili mezelerin tüketilmesi, uzayan yemek saatleri ve tok karnına yatağa gidilmesi kilo alımını tetikliyor. Hazımsızlıkla beraber yaşanan kalitesiz uyku da özellikle bel çevresinde biriken yağ katmanlarına neden oluyor.
Posalı beslenmeye özen göstermiyoruz
Günlük lif ihtiyacımız ortalama 25-30 gram kadardır. Posa, bağırsaktaki yararlı bakterilerin çoğalmasını sağlayarak vücudumuza zararlı maddelerin bağırsaklardan atımını kolaylaştırır ve sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Posayı günlük ihtiyacımız olan sebze ve meyve tüketiminin yanı sıra haftada en az 2 kez baklagiller tüketerek çeşitlendirin. Ekmek seçimleri de tam buğday, çavdar tam tahıllı ekmeklerden yana olmalıdır.
Denetimsiz gıda maddeleri sağlığa zarar veriyor
Gıda katkı maddeleri besinin raf ömrünü uzatmak, tat, koku, yapı ve görünüşünü geliştirmek amaçları ile kullanılıyor. Örneğin salam, sosis, sucuk gibi et ürünlerinin raf ömrünü uzatmak için koruyucu katkı maddesi olarak kullanılan nitrat tuzları, diğergıda ürünlerinde kullanılan doğal veya yapay renk vericiler, tatlandırıcılar hele dikkatli, denetimli kullanılmıyorsa sağlığımıza zarar veriyor.
Yiyecekleri sağlıklı pişirmiyoruz
Kızartma veya yüksek ısıda ızgara yöntemleri,besinlerin vitamin,mineral değerlerinin kaybolmasına neden olduğu gibi kanser yapıcıların oluşmasına neden olur.Bu nedenle pişirmede düşük ısıda fırın veya haşlama gibi yöntemleri tercih etmeliyiz. Ayrıca mutfak kültürümüzde, damak lezzetimizde kızartmalar önemli ölçüde tercih ediliyor. Yanmış yağ tüketimi kanserojen etkiyi artırıyor. Ateşe çok yakın pişirmenin söz konusu olduğu mangal keyifleri de cabası...
Çok kahve tüketiyoruz
Aslında kahve aşırı olmamak kaydıyla metabolizma hızını artırmada yardımcı olur ancak kilo üzerinde herhangi bir lumsuz etkisi olmamakla birlikte strese neden olan hormonal faaliyetleri artırır. Onun yerine gün boyunca içeceğiniz yeşil çay daha fazla kalori yakmanızı ve daha hızlı kilo vermenizi sağlar. Aslında vücudun günlük hayatta kullandığımız kadar tuz ve şekere ihtiyacı yok. Fark etmeden çayımıza ilave ettiğimiz ekerler,tadına bile bakmadan yemeklere ilave ettiğimiz tuzu kademeli olarak azaltarak, daha sağlıklı yaşamak mümkün.
Botoksun, uygulandığı bölgedeki kırışıklıkları yokederken, başka bölgelerde yeni kırışıklıkların oluşmasına neden olabildiği bildirildi.
Estetik alanında son yıllarda sıkça başvurulan bir yöntem olan botoksun, uygulandığı bölgedeki kırışıklıkları yok ederken, başka bölgelerde yeni kırışıklıkların oluşmasına neden olabildiği bildirildi.
"Journal of Cosmetic Dermatology" dergisinde yayımlanan araştırmada, New York’taki Weill Cornell Tıp Kolejinden David Becker, bir bölgeye botoks uygulandığında enjeksiyon yapılmayan bölgelerdeki mimik kaslarının yeni ve hatta daha görülür kırışıklar oluşmasına neden olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Becker, botoks uygulanan kadınların genellikle burun köprüsü boyunca çizgiler oluştuğu örneğini de verdi.
Günde ortalama 30 botoks enjeksiyonu yapan Doktor Neil Sadick ise bunun kısmen doğru olabileceğini belirterek, ancak botoks uygulamasıyla genel olarak tüm yüzde bir iyileşme görüldüğünü kaydetti.
Araştırma, İtalyan gazetesi La Stampa’da yayımlandı.
Op.Dr. Alper Tuncel,güzelleşmek amacıyla vücudunda değişiklik yaptırmak isteyen kişilere estetik operasyon öncesinde yapılması gerekenleri 10 adımda sıralıyor
Estetik ameliyat ile güzel bir görünüme sahip olmak isteyen kişilerin bazen çevresindeki insanların baskısıyla ani ve yanlış operasyon kararı alabildiğini belirten ünlü Estetik, Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Alper Tuncel, operasyon sonrasında istenilen sonuca ulaşılamaması durumunda kişinin büyük bir yıkım yaşabileceğinin altını çiziyor.
Kişinin kendi hür iradesiyle estetik operasyon yaptırmaya karar vermesinin önemini vurgulayan Op.Dr. Alper Tuncel, güzelleşmek amacıyla vücudunda değişiklik yaptırmak isteyen kişilere estetik operasyon öncesinde yapılması gerekenleri 10 adımda sıralıyor.
1. İnce eleyip sık dokuyun
Estetik operasyon için cerrah seçiminde araştırmaya internetten başlamak iyidir ancak sonrasında medya, yayınlar ve çevrenizden gelen yorumlara göre de bir değerlendirme yapılmalı
2. Listeyi daraltın
Estetik ameliyat yaptıracak kişi kendisine uygun olan maksimum 3-4 cerrahın ismini belirlemeli
3. Tanınırlık ve bilinirliğin etkisi
Medyada çok fazla yer alan cerrahları körü körüne tercih etmek yerine ihtiyatla yaklaşılmalı
4. Objektif değerlendirme yapın
Bir plastik cerraha gidilerek estetik yaptırmak istenen bölgeyle ilgili mutlaka profesyonel ve objektif görüş alınmalı
Soğutarak inceltme ve vücut şekillendirme yöntemi soğuk lipoliz ile zamanınız sizde, yağlarınız geride kalıyor!
Diyetlere ve düzenli egzersizlere rağmen sizi bir türlü bırakmayan bölgesel fazlalıklardan kurtulmak artık çok daha kolay.
Ethica Levent Hastanesi doktorlarından Dr. Gönül Ateşsaçan “Bir hekim olarak, hastalarımı düzenli takip edip sağlıklı yaşam tarzı ile kilo vermelerini sağlıyorum. Bölgesel fazlalıklar, ideal kiloda olanlarda bile rahatsız eder hastayı.
Hastalarım ağrısız acısız, diyetsiz, 1 seansla bu bölgesel yağlardan tamamen kurtulmak istiyorlar.
Hastalarımın en fazla şikayet ettikleri konu: 'Karnım, yanlarım diyete rağmen hiç gitmiyor, daha çok zayıflarsam da yüzüm çok çöküyor. Nasıl kurtulurum bu karnımdaki, belimdeki ve kalçamdaki yağlardan' diye soruyorlar?
Ezberbozan bu yeni yöntemde
• Tedavi cerrahisiz olarak yağ hücrelerinin dondurularak o bölgeden atılmasını sağlıyor. Kristalize olan yağ hücreleri istenilen bölgeden uzaklaştırılıyor.
• Bölgesel yağlanma olan tüm bölgelerde uygulanabilir: karın, kalça, bel bölgesi, bacaklar, çene altı, kollar, sırt bölgesi.
• Etkisi 2. haftadan itibaren görülüyor. 2. ve 3. ayın sonunda hasta tam sonuç alıyor.
• Bölgesel olarak % 20 - 30 yağ hücreleri azalır. Bu da oldukça iyi bir orandır. Yağ hücreleri doğan bağışıklık hücreleri ile ortamdan uzaklaştırılır.
• Sonuç olarak 2-4 cm incelme sağlanır
• Soğuk lipoliz ile hiçbir ilaç ve cerrahi müdahale olmaksızın cildin altındaki yağ hücrelerine ulaşılır. Uygulama sırasında ve sonrasında hasta bir ağrı ve acı hissetmez. Morluk oluşmaz, çevre dokular zara görmez.
Bu yeni yöntem, şu an ABD ve Avrupa’da hızla yaygınlaşıyor. Sorun tüm diyet ve egzersizlere direnen yağlarınız ise; çözümü soğuk lipoliz ile mümkün.
Hakikaten bölgesel incelme hiç bu kadar zahmetsiz olmamıştı. Yağları dondurmada, 2011 yılının en iyi teknolojisi olduğu ispatlanan soğuk lipoliz, 18 yaş üzerinde kadın ve erkeklerde kullanılabilir.
Soğuk lipolizde, cihazın vakum özelliği ile sadece hedef yağ dokusunu kavrayarak diğer çevre dokulara zarar vermeden uygulama başlığının içine hapseder ve seçici krio-teknolojisi sayesinde kontrollü olarak o bölgenin ısısını alır. Böylece soğuğa karşı hassas olan doymuş yağ hücrelerinin
elimine olmasına yardım eder.
Yüksek teknolojisi sayesinde bölgesel incelmeye yepyeni bir yaklaşım getiren soğuk lipoliz ile uygulanılan bölgenin deforme olmasını da engeller.